Altın Çağ Medeniyet Merkezleri Projemiz kapsamında ekibimizle birlikte farklı kültür ve medeniyetlere ev sahipliği yapmış olan Özbekistan’ın Semerkant ve Buhara şehirlerine ziyaret gerçekleştirdik.   

Türk-İslam Sanatı’nın muhteşem eserlerini yerinde görmek, Osmanlı’nın köklerinin yaşadığı topraklara ayak basmak için yola çıktık. Gezimizde Semerkant ve Buhara’nın tarihî derinliğini, her biri eşsiz bir kültür hazinesi olan yapılarını ve güzelliklerini görme fırsatı yakaladık. Yaptığımız gezilerde ve ziyaretlerde Özbek Halkı’nın misafirperver, sıcakkanlı ve samimi yapısı oldukça bizi memnun etti.

Yaptığımız Gezi İle Birlikte Özbek Halkını Yakından Tanıma Fırsatı Yakaladık

Dış İlişkiler Koordinatörlüğümüzün düzenlemiş olduğu program kapsamında ekipten geziye katılan Hatice Bilici, “Yüzyıllar boyu farklı kültür ve medeniyetlere ev sahipliği yapmış olan Buhara ve Semerkant, Emeviler Devleti’nin kuruluşu ile birlikte Horasan’a yapılan seferlerle Müslüman topraklara katılmış, kısa sürede İslamlaşmış bir bölge. Ziyaret ettiğimiz şehirlerden gerek Buhara ve Semerkant, Timur’lu yıllarının ihtişamı ile nefes alıyor. Turkuaz kubbeleri, mavi çinileri, büyük hattatların elleriyle, sanatla yoğrulan harflerin ince işçiliği büyülüyor insanı. Yaptığımız gezi ile birlikte Özbek halkını az da olsa tanıma fırsatı yakaladık. Samimi, güvenilir insanlar… Türklere karşı sevgileri gözden kaçmıyor. Tarihi eserler adeta misafirlerini ağırlıyor. Dolu dolu geçen bir geziydi. TÜGVA’ya ve emeği geçen bütün arkadaşlara teşekkür ederim.” dedi.

 İslam’la Yönetilen Devletler, İslam’ın Yaşandığı Şehirler İnşa Etmişlerdir

Altın Çağ Medeniyet Merkezleri Programı’na katılan ve bu programın oldukça verimli geçtiğini dile getiren Talha Akif Gürbüz, Özbekistan gezisi hakkında şu ifadeleri dile getirdi:

“Altın Çağ Medeniyet Merkezleri programı ve akabinde yapılan geziler o medeniyetleri yerinde görmemizi sağladı. O medeniyetlerden birisi de Özbekistan’a oldu. Özbekistan’a doğru sefere çıktık. Özbekistan’ın iki büyük ve önemli şehrinde yaptığımız geziler adeta büyük bir tarih ve kültür eğitimiydi bizler için. Yaptığımız gezilerde ve ziyaretlerde Özbek Halkı’nın misafirperver, sıcakkanlı ve samimi yapısı bizi oldukça memnun etti. Hatta trafikte korna seslerine, kavgalara, bağırış çağırışlara tanık olmamakta şaşırtıcı ve memnun ediciydi. Trafikte yayalara olan saygı ise takdire şayandı.

Netice itibariyle hayatımda bambaşka bir tecrübe olan bu programda ve bu gezide emeği geçen herkese teşekkürlerimi sunuyor, Özbek kültürünü tanımaktan çok memnun oldum.”