Dış politikaya dair son gelişmeleri paylaşan Güvenlik Uzmanı Mete Yarar, Yunanistan’ın kısa vadede borcunu ödeme şansı bulunmamasına rağmen firkateyn kiralaması ile Suudi Arabistan, BAE ve Mısır’ın içerisinde olduğu ordunun sınırımıza gelmesi için görüşme yapmasına dair son dönem gelişmelerden bahsetti.
Vakfımızın davetlisi olarak Çorum Belediyesi 8. Kitap ve Kültür Günleri kapsamında gerçekleşen söyleşiyi katılımcılar ilgiyle dinledi.
“Türkiye savaşa değil her türlü duruma hazırlık yapıyor”
Yunanistan’ın kısa vadede borcunu ödeme şansı bulunmamasına rağmen firkateyn kiraladığına işaret eden Yarar, “Hayatınızda kiralık savaş aracı duydunuz mu? Vardır ama ben hiç kiralık savaş gemisi duymamıştım. Ortada bir savaş yok. Ekonomik olarak batmış bir ülkeden bahsediyoruz. Tanesini 100 milyon avrodan kiraladılar. 1 milyar dolar parayı savaş gemilerine verdiler. Sizce savaş yokken insan niye savaş gemisi kiralar. Bir şeye hazırlanıyorlar. Neden Yunanistan Savunma Bakanı açıklamalar yapıyor. Fransa Cumhurbaşkanı neden ‘Biz Suriye’ye geldik. Özellikle Suriye’yi bombaladık. Türkiye ile Rusya’nın arasını açmak için’ diye bir açıklama yapıyor. S-400 savunma sistemini almaya çalışıyoruz. Kıyamet kopuyor. Bu silah falan değil, savunma sistemi. Türkiye kendini savunmak için sistem istiyor. Başka hiçbir şey istemiyor. Bunun alınmaması için o kadar uğraşılıyor. Suudi Arabistan, BAE ve Mısır’ın içerisinde olduğu ordu sınırımıza gelmesi için görüşmeler yapılıyor. Bir şeye hazırlık yapıyorlar. Ama Türkiye’ye hazırlık yapıyor. Ama biz savaşa hazırlık yapmıyoruz. Biz zaten her duruma göre hazırlık yapıyoruz. Bu coğrafyanın kaderi bu. Bugün tek fark artık başkasından bir şey istememiz. Kendi silah sistemlerimizi yapıyoruz. Türkiye savaşa değil her türlü duruma hazırlık yapıyor” şeklinde konuştu.
“ABD, Türkiye’nin savunma sanayinde kontrolsüz yükselmesinden rahatsız”
Türkiye’nin son dönemlerde uzun menzilli füze sistemlerinde önemli adımlar attığını ve dünyada uzun menzilli füze yapabilen 4 ya da 5 yapan ülkeden birisi olduğunu aktaran Yarar, balistik füze sistemlerinde çok iyi olan Ukrayna ile bu alanda işbirliği yapılarak anlaşma imzalandığını ancak bu anlaşmalar imzalanınca ABD’nin “Türkiye’nin savunma sanayinde kontrolsüz yükselmesinden rahatsız” olduklarını ifade ederek, sistemlerin Türkiye’ye verilmemesini istediğini açıkladı. “Ne demek kontrolsüz yükseliş” diye soran Yarar, savunma sanayinde dışa bağımlılığın azalması ve vermedikleri silahlarla terbiye ettikleri dönem bittiği için bu açıklamayı yaptığını ifade etti.
Afrin ve Fırat Kalkanı gibi Türkiye’nin gerçekleştirdiği tüm operasyonlarda silah, mühimmat ve ekipman alımında hiçbir zorluk çekilmediğini dile getiren Yarar, bu operasyonların hiçbirisinde profesyonel olmayan bir personelin dahi kullanılmadığına işaret etti.
Türkiye’nin yıllardır terörle mücadelede Silahlı İnsansız Hava Aracı (SİHA) talebinde bulunmasına rağmen verilmediğini anlatan Yarar, “Türkiye yıllardır terörle mücadele kapsamında SİHA’lar istiyordu ve bunu bize vermiyorlardı. O bir tanesini esirgedikleri Türkiye 15 Temmuz’dan sonra 60 tane SİHA’yı devreye soktu. Çok kolay değil. 60 tane SİHA’sı olan çok nadir ülke var. Yunan Savunma Bakanı, ‘Türkiye ekonomik olarak o kadar büyüdü ki savunma sanayinde o kadar gelişti ki bizim artık o arayı kapatmamız mümkün değil. Yapacak bir şeyimiz yok. Dışarıdan alamayız paramız yok ona göre çözüm bulmak zorundayız’ diyor. Ama Türkiye ne yapıyor milli proje diyor. 2000’li yılların başında yüzde 30’larda olan savunma sanayi yüzde 70’lerde. Türkiye 10 yılda çığ gibi büyüdü. Bu arada darbe girişimi, barikatlar, ekonomik saldılar, 17-25 Aralık, MİT Krizi gibi onlarca olayı yaşadı” diye konuştu.
Fırat Kalkanı’ndan sonra yapılan Afrin Harekatı’nın 57 günde bitmesinin nedenlerinden birisi SİHA ve İHA gibi gelişmiş teknolojik gelişmeyi kullanmamızdır” şeklinde konuştu.
“Bu memlekette ya hep beraber büyüyecek ya hep beraber küçüleceğiz”
“Son dönemlerde yaşadığımız sorunlara bakın bu sorunları aşmamızın tek bir yolu var. O da milli ve yerli olmak” ifadesini kullanan Yarar, “Zaman zaman Afrin’i kısa sürede geçtiğimizi söylüyorlar. Sonra ‘Tabi geçersiniz tankınız ve topunuz bu kadar zamanda geçersiniz’ diye ekliyorlar. Bende onlara Türkiye’yi çok iyi tanımadıklarını söylüyorum. 15 Temmuz’da meydanlara çıkan insanların elinde silahımı var. O tankın önünde duranların hepsinin kımıldamadan görmedik mi? O gece Ömer Halis Demir’in bir tane beylik tabancısı vardı. Şehit olacağını biliyordu. Fethi Sekin’in iki şarjörü vardı. Son mermisine kadar çarpıştı insanlar ölmesin, diye. Bir tuzak mı var. Evet var. Herkes bir şeye hazırlanıyor” şeklinde açıklamada bulundu.