Vakfımızın liseli gençler arasında, “Çok düşünmeye ve çok konuşmaya hazır mısınız?” diyerek, seviyeli tartışma kültürünü edinmeleri amacıyla düzenlediği Genç Türkiye Kongresi için 43 il 516 okulda sunum yapan 12 bin 564 öğrenci arasından seçilen 440 finalist İstanbul’a geldi. 8 farklı konuda gerçekleşen atölye çalışmalarının ardından hazırlanan sonuç bildirileri, Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç’ın da katıldığı final gecesinde kamuoyuyla paylaşıldı.

Bu yıl üçüncüsü düzenlenen ve gençleri düşünmeye, düşündüklerini söyleyebilmeyi öğretmeyi amaçlayan Genç Türkiye Kongresi’nde bu sene liseli gençler Bilgi Kaynaklarının Sorgulanması, Çevre ve Doğa Bilinci, Doğruluk, Popüler Kültür, Bağımlılık, Toplumsal Rollerimiz, Yeni Anayasa ve Başkanlık gibi toplumumuzu ve özellikle gençleri ilgilendiren konuları görüştü. Atölye çalışmalarında öğrenciler, bu konular hakkında fikirler geliştirmeye çalıştı.

“Bize söz hakkı vererek, ’Birde böyle düşün’ diyen Türkiye Gençlik Vakfı’na sonsuz teşekkürler”

“Biz bu çalıştayda çok şey öğrendik” diyerek, Genç Türkiye Kongresi ile ilgili görüşlerini aktaran Abdulkadir Koca, “Moderatörlerimizin gayretlerine şükran borçluyuz. Bu organizasyonu sorunsuz bir şekilde yürüten ve bize “Birde böyle düşün” diyerek söz hakkı veren TÜGVA’ya sonsuz teşekkürlerimizi sunarız. Gelecek biziz. Umudumuz dipdiri, bakışımız aydınlık. Şikâyet ettiğimiz her şeyi biz değiştireceğiz” diyerek ifade etti.

“Robotlaşmayı değil robot yapmayı denemeliyiz”

Popüler Kültür raporunun sunumunu yapan Abdulkadir Koca, hazza biran evvel ulaşmayı vaat edip, verdiği mutluluk hızla tüketilerek yeni ürün talebini meydana getirmesi dolayısıyla popüler kültürün sürdürülebilirliği olmadığını ifade ederek, “Tıp okuyoruz diye sanattan, sosyoloji okuyoruz diye elektronik bilmekten uzak kalacak değiliz. Entelektüel miyopluğa karşıyız. Farklı alanlara ilgi duyabilmeli, hobilerimizi zenginleştirmeli ve daha güzel yarınların hayalini kurmalıyız. Kitap okumayı su içmek kadar zorunlu görmeliyiz. En az 2-3 dergiyi düzenli takip etmeliyiz. Robotlaşmayı değil robot yapmayı denemeliyiz. Üniversite mezunu olduğumuzda bir değil üç yabancı dili ana dilimiz gibi konuşabilmeli, ama Türkçe düşünebilmeliyiz. Tüm dünyaya şunu göstermeliyiz, pozitif ilimler kadar önemli olan, hatta daha önemli olan bir şey var: Erdemli, ahlaklı ve vicdanlı olabilmek. Dünya 5’ten büyüktür diyen ve 3 milyon misafiri ülkemizde sorunsuz bir şekilde ağırlayan biziz” şeklinde tamamladı.

 “Kadın istihdamının önünü kesmek yerine, aile hayatının getirdiği manevi sorumlulukları erkeğin de üstlenmesi teşvik edilmeli.”

Toplum roller başlığında bir sunum gerçekleştiren Muhammed Talha Yavuz, “Kadının iş hayatında ‘ben buradayım’ demesiyle çözümlenmesi ve incelenmesi gereken aile içi yeni sorun alanları da oluşmuştur. Kadının hem iş hayatını hem evin ve çocuklarının sorumluluklarını aynı anda yürütmekte zorlanması bunlardan bir tanesidir. Kadın ev işlerinin ve çocukların bakımını tamamen kendi ‘toplumsal rolü’ olarak benimsediğinden iş hayatının da getirdiği stresle hem psikolojik hem fizyolojik problemlere daha meyilli hale gelebilir. Bu noktadaki sorunlara yönelik ilk çözüm önerimiz, kadının istihdamının önünü kesmek yerine, aile hayatının getirdiği manevi sorumlulukları erkeğin de üstlenmesinin teşvik edilmesidir. Zira hayat müşterek; aile yaşamının kalitesi ise ev içi görev ve sorumlulukların paylaşılmasıyla mümkün olacaktır.

Ek olarak,  devlet memuru annelere tanınan hakların özel sektörde yeterince karşılığını bulamadığını, işverenlerin anne olmayı düşünen kadınlarla çalışmadığını, iş yerlerindeki kreş açma zorunluluğunun türlü çeşit sebeple işverenler tarafından yerine getirilmediğini görmekteyiz. Bu yüzden hükümetimizin bu anlamda denetimleri, yaptırımları ve gerekiyorsa teşvikleri arttırmasını önermekteyiz. Ek olarak işverenlerin kadınlara ‘ne zaman evleneceksin, çocuk düşünüyor musun’ gibi özel hayatına yönelik sorular yöneltmesinin önüne geçilmesini bilahare önemli buluyoruz.

Son olarak toplumca ‘kadınlık’ ve ‘erkeklik’ rollerinden ziyade ‘insanlık rollerimize’ odaklanmalı; toplumsal rol karmaşasının üstesinden kültürümüze uygun yeni çözüm yolları üreterek gelmeliyiz” şeklindeki sunumu ilgiyle dinlendi.

 “Gençlerin siyaset eğitimi ahlaki bir zemin ve saygı kültürü çerçevesinde temel metinlere dönerek mümkün hale gelecektir.”

Yeni Anayasa ve Başkanlık konulu atölye çalışmalarına katılan ve bu konu hakkında görüşlerini paylaşan Rukiye Gazi ise, “Cumhurbaşkanlığı sisteminin toplumun tamamında içselleştirilmesi sistemin kurumsallaştırılmasını temin edecektir. Bürokraside performansa dayalı çıktıların önemsenmesi mühimdir. Gençlerin siyaset eğitimi ahlaki bir zemin ve saygı kültürü çerçevesinde temel metinlere dönerek mümkün hale gelecektir. Okullarda STK ve kulüplerin sunduğu imkânlara, rehber öğretmenler eşliğinde görüş-geliştirme faaliyetlerine ihtiyaç vardır. Liyakat sahibi gençlerin keşfedilmesi için bazı platformlar da oluşturulabilir.

Final programına katılarak bir konuşma gerçekleştiren, Gençlik ve Spor Bakanımız Çağatay Kılıç, yaptığı konuşmada, bilgisayar oyunlarına değinerek, “Bu oyunların içeriğiyle alakalı yönlendirme yapabiliriz. Yani orada Ezan-ı Muhammedi’yi oyunun içerisinde olumsuz anlamda kullanıyorlarsa, kusura bakmayın bir buçuk milyarlık İslam alemi, Müslümanlar sesini belli edecek. Etmiyorsa kabahat bizde. İşte bundan dolayıdır ki Sayın Cumhurbaşkanımızın Birleşmiş Milletler’de ‘Dünya beşten büyüktür’ diye haykırdığı zaman herkes sesini çıkaracak. Bunun altında yatan en önemli unsurlardan birisi kendi benliğimiz, özümüz, değerlerimiz ve inancımızın sonuna kadar savunulması gerektiğidir. Bu anlamda hepimizin üzerinde sorumluluk var. Sorumluluğu size hem inancınız, hem gelenekleriniz, hem bu aziz milletin tarihi hem de vicdanınız yüklemektedir, bundan kaçamazsınız. Bu ülkeye ihanet edenler, bu ülkeyi birbirine katmak isteyenler, bu ülkede huzursuzluk çıkarmak isteyenler, bu aziz milleti bölmek isteyenler, bu ülkenin geleceğini karartmak isteyenler, 2023-2053-2071’de bu ülkenin varlığını ortadan kaldırmak isteyenler, karşılarında sizleri bulacak. Birbirimizin düşüncelerine saygı duymalıyız, toplumsal kargaşa ve şiddete başvurmayan her düşünce saygındır” ifadelerine yer verdi.

TÜGVA Başkanı İsmail Emanet yaptığı konuşmada, mevcut sistemin gençleri tembelliğe, üretmekten öte tüketmeye özendirdiğini ifade ederek, gençlerin fikirleriyle yeniliklere imza atacağını ve icatlar çıkaracağına inandığını vurguladı.

Misal lakaplı Resul Aydemir’in 4 rap şarkısı seslendirdiği etkinlik sonunda, Bakan Kılıç ve TÜGVA Genel Başkanı Emanet, kongreye katılan öğrenciler adına bildiri okuyan 8 öğrenciye sertifika verdi. Kılıç ve Emanet, salondaki öğrencilerle hatıra fotoğrafı çektirdi.