TÜGVA Kadın ve Aile Koordinatörlüğümüz tarafından 1 – 2 Eylül tarihlerinde Diyarbakır’da gerçekleştirilen Doğu İllerindeki Kadınların Sosyal Hayata Katılımı Paneli değerli konukların katılımı ve yoğun bir ilgiyle gerçekleşti.

Düzenlediği etkinlikler ve projelerle kadının toplumdaki yerini sosyal, kültürel ve eğitsel bakımdan destekleyen çalışmalara imza atan TÜGVA Kadın ve Aile Koordinatörlüğümüz Diyarbakır’da farkındalık oluşturacak bir panel gerçekleştirdi. Moderatörlüğünü Gazeteci – Yazar Betül Soysal Bozdoğan’ın gerçekleştirdiği panelde Koordinatörümüz Çiğdem Yıldız, Gazeteci – Sporcu Burcu Çetinkaya, Avukat – Aktivist Adile Gürbüz, Aktivist – Yazar Zeynep Alkış, Gazeteci – Yazar Sabiha Doğan konuştu.

Söyleyecek sözü olan herkesi programa davet ettiklerini ve yoğun gerçekleşen katılımdan dolayı memnuniyetini dile getiren Koordinatörümüz Çiğdem Yıldız, “Değerli katılımcılarımıza ve konuklarımıza hoş geldiniz diyoruz” diyerek sözü konuşmacılara bıraktı.

Toplumun Huzuru Kadının Üretimine Bağlıdır

“Toplum huzuru kadının üretimine bağlıdır ve üretim sosyal ve özel hayata göre şekillenip farklı açılardan devam edebilir” diyen Burcu Çetinkaya, “Kadın sosyalleşirken roller arasında dengeyi bulabilir ve kadının çalışmasına farklı bakıldığı yerlerde kadın kadına destek olarak el ele vererek devam edebilir. Kadının en büyük destekçisi yine kadındır” ifadelerini kullandı.

Batı ile Mücadele için Kadınlara ve Gençlere Yönelik Çalışmalar Yapılmalıdır

“STK denince toplumda iktidarın dışında kalan bireyin toplumsallaşmasıyla birlikte bir aksiyon, aktivite oluşturarak yönetim ve toplum üzerinde söz sahibi olması anlamına gelir” açıklamalarında bulunan Sabiha Doğan, Türkiye’de Osmanlı kültüründen gelen bir vakıfçılık anlayışı olduğunu Batı’daki STK zihniyetinin ise farklı olduğunu belirtti. Batının çalışmalarını STK’lar aracılığıyla masum gösterdiğini, bizim insanımızı kullanarak teşkilatlandığını, Gezi olayları gibi olaylara fırsat verdiğini aktaran Doğan, “STK, Siyaset ve paradan sonra 3. kurumdur. Kültürel etkileşim, emperyalizm, bir konfor alanı, kültür ve medeniyet tehdidi, tek tip insan yani aynı şeyleri risk gören (mankurt) insanlar üretiyor. Bunlarla mücadele etmek için kadına yönelik, gençlere yönelik çalışmalar yapılmalı. AKUT gibi yapılara ihtiyaç var. Hayvan hakları, Çevre Koruma gibi yapılara ihtiyaç var. Toplumsal yararı anında görülebilecek projelere ihtiyaç var” diye konuştu.

Roller ve Statüler Arası Denge Önemlidir

Zeynep Alkış ise, “Kadınlar için sürdürülebilir eğitim roller ve statüler arası denge önemlidir. Anne ve eş olarak kadının bir adım geride olması eğitimli ve üretken kadınların daha çok çocuk doğurması gerekir” diyerek kadınların siyasetteki rollerine değindi. “Kapatılan ilk siyasi parti bir kadın partisidir” diyen Alkış, “Pes etmeyip daha sonra dernek olarak bu oluşum hayatına devam etmiştir. Refah Partisinin kadınları kapı kapı dolaşarak bir başarı elde etmeleri bir örnektir” şeklinde konuştu.

PKK Kadının Sosyal Yaşama Katılımını Engellemiştir

“Belediye hizmetleri, yol park ve bahçe kadının yaşama katılamama sebeplerindendir. PKK’nın belediyecilik hizmeti vermeyerek kendi örgütlerine imkan sağlaması ve sosyal yaşamın cinsiyetlerini dönüştürmeyi hedeflemesi kadının katılımını engellemiştir” diye konuşan Av. Adile Gürbüz kadınların sosyal hayata katılımı açısından önemli etkenleri aktardı.

Çalıştay sonuç raporuna ulaşmak için tıklayınız.